İsrail, Lübnan’da Hizbullah mensuplarının çağrı cihazları üzerinden saldırı düzenledi. Bu saldırının tüm boyutlarını Uluslararası Güvenlik ve Asimetrik Savaşlar analisti Onur Dikmeci’ye sorduk.
Kokteyl İstihbarat Yapılanması
Uzun zamandır istihbarat ve asimetrik savaşlar değerlendirmelerinde, temel kavramların dışına çıkılarak yenilikçi metodlar incelenmekteydi. İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah militanlarına gerçekleştirdiği saldırı birden fazla uzmanlık boyutu bulunan kokteyl istihbarat yapılanmasını içermektedir. Öncelikle Hizbullah militanları isim isim tespit edilerek insan istihbaratı hususunda kapsamlı bir çalışma yapıldığını görüyoruz. Ardından bu çağrı cihazlarının siparişleri verildiğinde bir biçimde tedarik zincirlerine sızılmış ve binlercesinin içerisine patlayıcılar yerleştirilerek bunlar eş zamanlı olarak patlatıldı. Bu bir teknolojik istihbarat durumudur. Saldırıyla birlikte Hizbullah’ın önemli figürlerinin başta Nasrallah olmak üzere psikolojik baskı yaşadıkları bir gerçek. Bu saldırı bir boyutuyla İran’ı da ilgilendirir çünkü İran Hizbullah vasıtasıyla Lübnan’da etkindir ve saldırıda İran Büyükelçisi de yaralanmıştır. Dolayısıyla saldırı bu bakımdan psikolojik harekât kavramını da içermektedir. Bir süredir İsrail istihbaratının politize olduğu ve başarısızlığı konuşuluyordu. Saldırıdan sonra İsrail istihbaratı bir nebze imaj tazeledi ve dünyadaki ülkelerde sivil halkta “Bize de uzaktan saldırıda bulunabilirler mi?” tedirginliği oluştu. İşin bu kısmı ise psikolojik yıkıcı faaliyetler ve teknik güvenlik sorunlarıyla ilgilidir. Bir saldırıyla teknikten, psikolojiğe, kitle güvenliğinden, istihbari pr’a kadar çeşitli konu başlıklarını ele almak zorunda kaldık.
Ortadoğu’da ki Her Lokal Olay ABD-Çin Çekişmesine Dayanır
Türkiye’de güvenlik, istihbarat, asimetrik savaşlar analizlerinde yapılan hatalardan biri olayların lokal anlayışla değerlendirilmesi ve bütünle ilişkisinin incelenmemesidir. Bir süredir Filistin’e yönelik saldırılarla bölgedeki halk göç etmeye başlamıştı. Güncel olarak ise Lübnan’da binlerce militana eş zamanlı saldırı düzenlendi. Geleceğe bir projeksiyon yapalım ve vakaların ilişkisini analiz edelim. Lübnan’da Hizbullah’ın ezilmesi ve ülkenin demografisine müdahale edilmesi, Suriye’de bazı silahlı ya da terör gruplarının güçlenmesiyle İran bölgeden soyutlanır. İran, Çin’in Ortadoğu’da ki en büyük partnerlerindendir. İran’ın en çok petrol ihracı yaptığı ülke Çin’dir ve iki ülke Kuşak-Yol girişimi kapsamında 25 yıllık anlaşma imzalamıştır. Ortadoğu’da ki her lokal olay bir yönüyle Çin-ABD çekişmesine dayanıyor. Ne İran’ın ne Lübnan’ın, Türkiye dışında ne de diğer Ortadoğu ülkelerinin -İsrail Dahil- Dünya politik ölçeğinde geçerli karşılıkları olmadığını savunuyorum. Silahlanma, deniz militarizasyonu ve yıkıcı-yapıcı teknolojilerin temelinde milyarlarca dolarlık bir rant ve gelecek için yeni kültürel ögeleri belirleme motivasyonu var. Yeni savaş ve istihbarat biçimlerini incelerken dünya ekonomi-politiğini, medeniyet öngörülerini görmezden gelemeyiz ve yakın coğrafyamız ya da kültürel havzamızdaki gelişmeleri bu bağlamda değerlendirmeliyiz.