Türk kültürünü ve dilini zenginleştiren pek çok unsur vardır. Bu unsurlardan biri de atasözleridir. Çok eski zamanlardan günümüze kadar ulaşmayı başaran atasözleri kim tarafından söylendiği bilinmeyen cümlelerdir. Atasözleri çok eski zamanlarda söylenmiş sözler olsa dahi günümüzde hala olaylar karşısında kullanıma uygun oldukları görülür. Dilimizi zenginleştiren ve atalarımızın deneyimlerinin günümüze de ışık tutmasını sağlayan atasözleri kültürümüzde oldukça değerlidir. Atasözlerimizden bir tanesi de “ acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık” sözü olmaktadır. Peki, bu söz ne demek ister ve anlamı nedir gelin birlikte bu atasözünü inceleyelim.
Günümüzde pek çok işi hızlı bir şekilde yapmaya çalışır ve aceleye getiririz. Acele etmek ise bize her zaman hata yaptırır. Acele etmenin zararlı olduğunu bilsek bile çoğu zaman kendimize engel olamayız. “ acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık “ atasözü ise bize bunu anlatır. Acele ederek görmemiz gereken şeyleri göremeyebilir ve bunun sonucunda hata yapıp pişman olabiliriz. Bu değerli atasözümüzün hikâyesi ise şu şekildedir:
Bir zamanlar köyün birinde çok zengin bir yaşarmış. Bu adamın pek çok tarla ve bahçesi varmış ve işleri de çok iyi gidiyormuş. Adamı bahçelerinde çok sayıda ağaç yer alsa da bunların arasında en gösterişli ve büyük olanı bir nar ağacıdır. Bahçe sahibi en çok kazancı nar ağacından elde ettiğini fark ettiğinde bu ağaçtan daha hızlı ve daha çok ürün almanın yollarını aramaya başlar. Bunu nar ağacı ile yapamayacağını fark ettiğinde ise çok daha hızlı mahsül verecek ağaçları araştırmaya başlar. Bir gün bir arkadaşı adama acı badem ağacı dikmesini önerir. Çünkü acı badem ağacı çok hızlı büyür ve çok hızlı bir şekilde de mahsül verir. Daha fazla para kazanma isteği olan adam hemen acı badem ağaçları diker. Mahsulü hızlı alır almasına ancak acı bademin meyvesi satılmaz. Adam pişman olur. Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık atasözünün bu olaydan geldiği rivayet edilir.
Atalarımızın yaşadığı olaylardan ortaya çıkan atasözleri bugünümüzü de aydınlatır ve bize yol gösterir. Bu atasözü bize, geçmişten bugüne kimsenin aceleyle başladığı bir işten istediği verimi alamadığını hatırlatır.